
- 09 Ağustos 2025, 22:14
Anaokullarında Sahtekarlık
Çocuk gelişimi eğitiminin yaygınlaşması, okul öncesi eğitim kurumlarının ticari bir kaygıyla yaklaşıp, pedagojik yeterliliği ve diploması olmayan kişileri ucuza istihdam ettiği bir dönemi başlattı. Eğitimi niteliksizleştiren, birkaç ay içerisinde kolayca elde edilebilecek sertifikalarla kendilerini eğitimci hatta öğretmen unvanıyla tanıtan bu kişiler, üniversite mezunlarının yerini aldı. Üniversitelerin yanı sıra çocuk gelişimi adı altında açılan özel kurslar, diplomasız sahtekarların önünü açtı. Bir üniversitenin çocuk gelişimi bölümünden mezun olmuş biri nasıl okul öncesi öğretmeni değilse, sertifika ile öğretmenlik yapmaya çalışan biri de kesinlikle bir eğitimci veya öğretmen olamaz! Üniversite mezunlarının dahi alanda yeterli görülmeyip formasyon almalarını şart koşan bu sektörde, yalnızca birkaç ay alınan yüzeysel bir eğitim öğretmenliğe eş sayılamaz.
Cehalet yolunda yürüyen bu kişilerin yetiştirdiği çocuklar, gelecek nesilleri oluşturacak ve buna dur demek bizim elimizde. Nasıl bir doktora gittiğimizde diploma sorma zorunluluğu hissetmiyorsak, çocuklarımızı okula yazdırırken de bunu sormamıza gerek olmamalıdır. Öğretmenlik bir unvandır ve eğitim fakültesine gitmeden kimse bu unvana sahip olamaz. Bu mesleği icra eden ve üniversitenin farklı fakültelerinden mezun olan bireyler formasyon alarak eğitmen olurlar. Bundan evvel tartışılması gereken durum, birkaç saatlik sertifikayla eğitim yeterliliği bulunmayan bireylerin öğretmen olarak çalıştırılabilmesidir.
Çocuklarımızı kime emanet ediyoruz? Eğitimcilere mi, yoksa diplomasız sahtekarlara mı? Neden kurumlar pedagojik yeterliliği bulunmayan bu kişileri çalıştırıyorlar? Çocuklarımız için endişelenmeli miyiz? Özel okulların eğitim sektörüne ticari yaklaşımı, vasıfsız kişilere 'öğretmencilik' oynamasına fırsat sunduğundan çocuklarımızın eğitimi, hatta güvenliği konusunda endişelenmeliyiz. Gelecek nesiller, ilk adımlarını cehalet yolunda yürüyen kişilerden öğrenmektedir.
